MUSTAFA KAYA’NIN ŞİİRİ
‘’Gökyüzüne bir şeyler anlatıyor bulutlar
Sanki eski bir hüznü taşıyor omuzunda
Hikâyeler değişmiyor, değişir yaşayanlar
Zaman içine geçmiş, kök salmış tüm zamanlar…’’ Şair, gökyüzüne bakarak bulutların eski bir hüznü taşıdığını, yaşayanların değiştiğini, buna karşılık hikâyelerin değişmediğini ve zamanın, zaman içine kök saldığını ifade ediyor. Bulutun taşıdığı metaforik anlamı şairden başka kim ifade edebilir? Şair, hayâl dünyasının uçsuz bucaksız bozkırında, yelesi rüzgârda dalgalanan bir atın üstünde bütün kaygılardan azade dolaşıp durur.
Yahya Kemâl, Deniz Türküsü başlıklı şiirinin sonunda;
‘’ Çıktığın yolda, bugün, yelken açık, yapyalnız,
Gözlerin arkaya çevrilmeyerek, pervâsız,
Yürü! Hür mâviliğin bittiği son hadde kadar!...
İnsan, âlemde hayâl ettiği müddetçe yaşar.’’ diyerek insan olmanın temel özelliklerinden birini vurgular. Hayâl kurmak, şiirin vazgeçilmez bir vasfıdır.
Mustafa Kaya, şiirlerinde sadece hayâl kurmakla kalmaz, hayâlin felsefesi üzerinde de durur.
Düşünürler, şiirin sanatsal bir faaliyet olduğunu belirterek insan için gerekli bir ihtiyaç hali bulunduğunu vurgularlar. Onlara göre şiir; üstün yetenekli kişilerin işi olup kimsenin duymadığını duymak, görmediğini görmek, bilmediğini bilmektir.
Şiirin bir duygu taşkınlığı olduğu ifade edilerek onda çıplak düşüncenin yer almaması gerektiği sanatın tarihsel sürecinde zaman zaman savunulmuştur. Şiirin estetik-bedii unsurlarla donatılarak doğrudan insanın iç dünyasına seslenmesi hususu özellikle
Belçika Türk Edebiyatında Bir Şair: Nuri Gözet
Vatandan ayrılış, bir sınav hâlidir. Zira bu ayrılış sonucu itibarıyla gurbete düşmektir. Vatanından ayrılan kişi, artık bir gurbet garibidir. Gurbet; insanın gönlündeki vatan sevgisini artırır, sıla özlemini pekiştirir, aile bağlarını güçlendirir. Eskiler gurbeti yaşamamışları, olgun insan kabul etmezlerdi.
Gurbete çıkmış, gurbeti kendine vatan yapmış, hayatını gurbette idame ettiren şairlerden olan Nuri Gözet, gurbet garipliğini şiirlerinde yansıtarak yüreğindeki sessiz çığlığı dizelere döker.
‘’Bazen bakarız parası pulu cebinde
Dünyalığa gark olmuş mutsuz insanlar
Gurbetten değil de şikayetleri kendileri gurbet
Şişenin dibinde ararlar mutluluk iksirini
bize elin vatanı gurbet onlara bedenleri ‘’
Şair Gözet, gurbetin ne olduğunu henüz fark edememiş olanları eleştirir.
Şair ve yazarların her zaman; farklı duruşları, farklı davranışları, kişi ve olayları farklı yorumlayışları vardır. Şairler, diğer insanlardan farklı olarak duyuşlarını deyiş hâline getirerek yazıya dökerler.
HELAL الحلال (BU ŞİİR % 100 HELALDİR)
Garanti vermek için domuz olmayışına,
Helal yazdın snağın, dönercinin dışına.
Hayranım ben sizlerin helal anlayışına.
Dolaba biraların dizilmesi helal mi?
Etler helal midir ki her müslüman kasapta?
Kasabın aldığı yer neden yoktur hesapta?
Kesmeden soktukları, kızgın su dolu kapta,
Tavukların ölmeden yüzülmesi helal mi?
Başka türlü yıl sonu zararda kalınmıyor.
Kart kullansa vergiden muaf da olunmuyor.
Neden bizim esnafta bankontak bulunmuyor?
Olanın da nedense bozulması helal mi?
Doğalgaz Çalışmaları Hızlandı
2020 Mart ayında çalışmalara başlanması beklenen Doğalgaz eylül ayında hızlı bir şekilde başladı. Bu yıl döşenmesi planlanan anahat çalışmalarını bitiren Aksa doğalgaz firması şimdi evlere dağıtıma başladı. Çilli Mahallesinden İnciliye Anahat verilirken, yeni mahalle cadde üstü, cumhuriyet mahallesi ve incili mahallesinin büyük bölümüne yıl sonuna kadar gaz ulaştırılması hedefleniyor.
Yapılan çalışmalar nedeniyle özellikle ana caddelerdeki yollar büyük hasar gördü. Emirdağ Belediyesi önümüzdeki günlerde tamiratlara başlaması bekleniyor.
Tursab Yetkilileri Emirdağ'ı Ziyaret Etti
Afyonkarahisar, Uşak ve Manisa illerini kapsayan Dumlupınar yöresinde kültür ve dini turizme yönelik tur düzenleyen TÜRSAB acente yetkilileriyle Emirdağ Kültür Evinde bir araya geldi.
Emirdağ yöresinde kültür turizmini başlatmaya yönelik olarak girişimlere başlayan Belediye Başkanı Serkan Koyuncu; Amorium, Selman-i Fairisi, Kültür Evi, Said Nursi Evi, Karavan Turizmi başta olmak üzere iç turizmi Emirdağ’da canlandırmak istediğini dile getirdi.
ONUNCU KÖYDE YAŞAMAK
Onuncu köy, doğru ve gerçekleri söyleyip savundukları için dokuz köyden kovulanların sığındıkları bir mekândır. Onuncu köyde düşünceler serbestçe söylenir, eleştiriler anlayışla karşılanır. Düşünceleri yüzünden kimse kınanmaz, dışlanmaz. Onuncu köy, ‘’doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.’’ deyişinin yazar ve şairler arasında yankı bulmasının bir sonucudur.
Mehmet Akif Ersoy, sözüne yalan katanlardan bıkmış olacak ki;
‘’Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.’’ diyerek onuncu köyü işaret etmiştir.
Yunus Emre de sözünü doğru söyleyendir:
‘’Kişi bile söz demini, demeye sözün kemini
‘’BİZİM ELLER’’
‘’Bizim Eller’’ sözü sılayla gurbet arasında kalmış insanların ruh ve gönül burkuntularının hasretliklerle dolu bir ifadesidir. Bu ifadede anılar, derin iç çekişlerle bazen gözlerde yaş, bazen dudaklarda türkü, bazen de kalplerde söz olur.
Gurbet, karşılığını sılada bulur. Zira gurbet ve sıla birbirine zıt iki kardeştir. Gurbet insanlarının özlem ve hayâlleri sılaya doğrudur. Çünkü sılada maddeden çok manevi anlamda çok şey bırakılmıştır. Sıla, bağ ve ilişki anlamındadır. İnsanın doğup büyüdüğü, yaşadığı, kültürel ortam olan sıla, mahalleden başlayarak bütün vatanı içine alır. Kişi vatan dahilinde memleketini, yurt dışında ise vatanını özler. Aile ocağı, hısım akraba veya doğup büyülen yerler, vatan, memleket gurbet insanın burnunda tüter. Sıla, bir bakıma vuslat arzusu olup insanın farklı hastalıklara düşmesine de sebep olabilir. Gurbetteki insanın dilinden düşürmediği söz; ‘’Kendim gurbet elde, gönlüm sılada.’’ dır.
Baharda sıla daha bir güzeldir. Saba rüzgârı sılaya çağırır insanları, kır çiçekleri yolları gözlemeye başlar, serin derelerin soğuk suları hasretlik yangınını söndürmeye hazırlanır. Gurbet akşamlarında, sıla hatıra düşünce; hasret ateşi yürekte kor olur. Kuşlar yurduna yuvalarına dönerken, kanat çırpışlarına iç geçirilir. Suya inen akşamlar, daha bir kasvetlidir.