100.yilinda 8 mart dünya kadinlar günü ve tarihi..
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Sizden Gelenler
Düşük ücretlerini, uzun çalışma saatlerini ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto için greve gittiler.
1908'de NEW YORK'da 15000 kadın biraraya gelerek, daha kısa çalışma saati,daha iyi gelir,
oy hakkı ve doğum izni istediler.
Kullandıkları slogan ''EKMEK ve GÜL'' idi.
Fabrikaya patronları tarafından kilitlenen kadınlar çıkan yangında 129 kadın kaçamadığı için hayatını kaybetti.
28 şubat 1909'da ilk kez emekçi kadınlar günü olarak kutladılar.
26-27 ağustos'da 1910'da Kopenhang'da II.Enternasyonal'a bağlı kadınlar toplantısında Alman Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin'nin önerisiyle 8 mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasına oybirliği ile karar verildi.
1911'de Kopenhang kararları uyarınca ilk kez Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre'de kutlandı.
Türkiye'de ise 1921 yılında 'Emekçi kadınlar günü ' olarak kutlandı.
1975 yılında Birleşmiş Milletlerce eşit haklar, gelişme ve barış için uluslararası kadın yılı, 1975-1985 dönemini ise' Dünya Kadın 10 Yılı ' olarak ilan edildi.ilk kez sokaklara taşındı ve kadın yılı kongresi yapıldı.
1977'de ise, Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı ile 8 Mart Dünya Kadinlar Günü olarak kabul edildi.
1980 Askeri darbesinden sonra 4 yıl ara verildi.84 yılından sonra çeşitli kadın kuruluşları tarafından kutlanmaya başlandı.
Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir araştırmaya göre;
-Dünya'daki işlerin %66'sını kadınlar yapıyor,
-Buna karşılık kadınlar gelirin %10'nuna sahip,
-Dünyadaki mal varlığının %1'ine sahip.
Başka bir deyişle erkekler dünyadaki işlerin %34'nü yapan erkekler, gelirin %90'nına ve mal varlığının da %99'una sahip oluyorlar.
Türkiye' de2001 yapılan bir araştırmaya göre,
-Şehirde evli kadınların %18'i, köylerde %76'sı eşlerinden dayak yiyor.
-Kadınların %57.7'si evliliklerinin ilk günü şiddetle karşılaşıyor.
-Aile içi suçların %90'ı kadına karşı işleniyor,
Fazla söze ne hacet.Esenkalın.
Ayla TOKMAK
Genel Konuya Yöresel Beddua
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Hakiki Kabakçı
Deniz Baykal'ın köpeğinin yemi
Bizim cebimizden çıkıyorsa eğer
Yaşları donları gara gelsin emi
Yahya, Demirel gibi amca bulur mu
Bir gecede turnayı gözünden vurur mu
Vurulan turna biz isek eğer
Canları carkadan çıksın olur mu
Banu Alkan'da ne ses var Maaşallah
Ajdar'ı duyunca kaşınıyorum vallah
Bunlar şarkıcılıktan para kazanıyorsa
Haram zıkkım olur inşallah
Türk futbolu salladı yine Avrupa’yı
Tabata, Guiza ve Nonda’ya verilen parayı
Ülkeye ödettiren kulüp başkanları
Yemeden ölsün bunların alayı
Holdingzedeler borçtan sünsün
Holding patronları köşeyi dönsün
Kan emici Yimpaş ile Kombassan
Dilerim odunuz ocağınız sönsün
Teknoloji,hani kanadını görürdü sineğin
Yeri hak ettiniz, uzaya gitmeyi deneyin
Yazıcıoğlu'nun helikopterini bulamayanlar
Yanınız delinsin, kara ciğerinizi yeyin
HAKİKİ KABAKÇI
Okur Koysun Bu Yazıya Başlığı
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Yüksel Önaçan
Bu toplumun dinini çeşitlendirdiler. Hâlâ Alevî, Sünnî ayrıcalığı yapanlar, bundan bilmediğimiz çıkarlar sağlamaya çalışanlar var.
Bu toplumun birbirine olan güvenini yıktılar. Komşu, komşusuna selam vermez, komşu çocuğu, komşu amca ve teyzeye gülümsemeyip, şüpheyle bakar oldu.
Bu toplumun aile yapısını çağdaşlık adına bozmaya çalıştılar. Analar, kızlarının her hafta ayrı bir delikanlıyla çıkıyor olmasından gurur duyar oldu. Ar, hayâ, şeref, namus sohbet konusu olmaktan çıktı.
Bu toplumun vicdanından günah-sevap kavramını çıkarıp, kafasına doğru-yanlış kavramı sokuldu. Ve herkesin kendisine göre bir doğru-yanlış kavramı oluştu.
Çıplaklık çağdaş, kapalılık ortaçağ kafası simgesi olarak gösterilemeye çalışıldı.
Belli bir siyasî çizgide olan laik, olmayan antilaik olarak sınıflandırıldı.
Milliyetçi faşist, dindar irticacı damgası yedi.
Geçen hafta iki büyük futbol takımımız UEFA Kupası'ndan elendi.
Galatasaray''ın attığı gole Fenerbahçeli taraftarların takımlarının Şükrü Saraçoğlu Stadında Fransa'nın Lille olan maçını seyrederken üzüldüklerini, ama Galatasaray'ın maç sonunda elenmelerine sevindiklerini okudum. Daha sonra da Fenerbahçe'nin son dakika golüyle elendiğini gördük.
"-Gülme komşuna, gelir başına," atalar sözünün sanırım 'cukkadan oturduğu' bir son.
Afrika'nın en geri kalmış toplumlarında bile milletlerarası bir müsabakada karşı takımın kendi ülke takımlarını yenmesine sevindiğini, sevinebileceğini düşünemiyorum.
Millî ruh…
"-Ne alaka," demeyiniz lütfen.
Rekabet olur ama bu denli birbirine düşman takım ve taraftarı olmaz. Maddî ve manevî kazanç ve kayıp insanlarımızda mantık dışı kalıyorsa, o beyinlerde bir uyuşma var demektir.
Bu denli fanatizmden sadece ve sadece fanatikler zarar görür. Nitekim ellerine yaralayıcı aletlerle birbirine saldıranları dünyanın pek çok ülkelerinde görüyoruz. Ama kendi ülkesinin takımı dururken başka bir ülkenin yandaşı olanları sanırım sadece yurdumuzda görüyoruz.
Toplumu bu denli millî ruhtan uzaklaştıranlar, sanırım tohumlarını saçarken sadece ve sadece stadyumların dolmasını istediler.
Kim bilebilir, belki de bizim bilmediğimiz daha büyük oyunlar için.
Yazık. Yazık ki çok yazık.
Yüksel Önaçan
İnsan Ve Hedefler
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Sizden Gelenler
Zorlu bir yola çıkıyorsanız,mutlaka ayağınıza diken batacak,taş ve kaya parçaları ile yaralanıp sıyrıklar alacaksınız,üstünüz başınız yırtılacak,saçınız başınız dağılacak.
Siz ve hedefiniz arasındaki bu zor yolu göze alıp yola çıktı iseniz kulaklarınızı her türlü eleştiriye kapatıp hedefinize kilitlenmelisiniz.Hedefinize vardıktan sonra size yöneltilen eleştirilere kızmak,her eleştiriye karşı eleştiri getirmek ,polemikler fayda getirmez.Aksine insanı daha da yıpratır.
Hedefler insanlık tarihi boyunca insan oğlunun önünden hiç eksik olmamıştır.Kimisi için hedef; akşam evine götüreceği bir lokma helal kazancıdır.Kimisi için ise hedef;En zengin sofralarda,en hünerli ahçıların hazırladığı kral sofrasıdır.
Toplumun yararı ve menfaatı uğruna yapılacak işlerin birden fazla kişi tarafından organize şekilde yapılması teşkilatlanmayı,fikirlerin diğer insanlarlada ortak paydada buluşması siyaseti doğurmuştur.Türklerin orta asyadan günümüze kadar uzanan hayatta var olma macerasında bulunduğu yerin lideri olma vasfı ,tabiat şartlarının ve mayasında olduğuna inandığımız liderlik ruhu Emirdağ ımız insanında da birebir gözlemlenir.
Son günlerde ilçemiz için düzenlenen gece ile ilgili bende dahil herkes olumlu yada olumsuz yorumlarda bulunduk,halada bulunacağız.Eleştirilerin esas amacı bu organizasyonu yapan insanları küçük düşürmek,onları kıskanmak,başarısızlıkları için el ovuşturmak değildir.En azından ben böyle düşünüyorum.Her güzelin mutlaka bir kusuru mutlaka olacaktır.Amaç Emirdağ adına yapılan her organizasyonun daha başarılı olmasıdır.
Göçten bunalmış,her gün tuz misali eriyen bir Emirdağ varken bizler zevkü sefa içinde olamayız,olmamalıyız.Çok yüksek ücretler karşılığında sahne alacak sanatçılar ile düzenlenecek gece daha mütavazi sanatçılar ile de yapılabilirdi.Biz para vermedik sponsorlar karşıladı masrafları mantığıda geçerli olmamalıdır.Sponsorlar Emirdağ ın sorunlarına daha çok kişinin fikrini ve projelerini tartışarak,konuşarak çözüm önerilerini dikkate alarak çareler üreten projelerde daha faydalı olacaklardır.
Dünyanın ve Türkiyenin çeşitli bölgelerinden oraya toplanan insanlarla geceden en az 3-4 saat önce bir konferans şeklinde toplantı yapılabilir,sorunlar ve çareler üzerine fikirler elde edilebilir,daha sonra geceye geçilebilirdi.Bunlar dan dersler çıkartıp daha güzele,daha iyiye varabilmek;toplumun bütün kesimlerini kapsayan içerisinde kişilerin değil,projelerin ön plana çıkacağı kendimizden değerler katarak yöre kültürümüzü ve folklorümüzü ön plana çıkartarak yapılacak geceler ve festivaller in daha yararlı olacağı düşüncesi ile saygı ve sevgilerimle...
Şükrü SAĞLAM
www.topakev03.com
Not:Yazı kimseye cevap için yazılmamış,ilk yazının devamıdır.
Daha çok yazacaz elbet.....
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Sizden Gelenler
Amcam geçmiş Televizyonun başına,giymiş pijamaları geceyi eleştiriyor.
Kusura bakma ama biz senin kadar rahat değildik o akşam.
Üstümüzde dünyanın yükü vardı. Şükrü Bey....
Bir yandan gece hazırlama derdi,diğer yandan her biri bir ton ağırlığında ağır bir yük gibi duran birbirinden değerli misafirleri ağırlama telaşı,diğer yandan gecenin sunuş kargaşası.
Televizyonun karşısına geçip ahkam kesmek kolay.
Gel bir de sen bizim yerimizde gece de ol.
Zaten biz emirdağlıların en büyük sıkıntısı bu vetsiz özelliğimiz.
Konuşmak kolay hoca...
Gel işin içine gir de boyunu görek.
Sen daha iyisini yap ta ayakta alkışlayak.
Adamın yarı ömrünü yiyor böyle işler.
Sen hayatından kaç dakika ayırırsın bu iş için.
Geceye gelme zahmetinde bile bulunmamışsın.
Çıkıp Avrupadan ahkam kesiyorsun.,
Geceyi eleştiren orda olsa hiç yüreğim yanmayacak.
En azından adam geldi canlı yaşadı, eksiklikleri de söylüyor ne güzel derim.
Ama sen eleştirmiyorsun Şükrü Bey, Resmen karalıyorsun.
Şunun şovu bunun şovu......
Şov yapan birisi varsa o da benim orda.
Sor sokağa Cüneyt´in spikerliği konuşuluyor.
İnsanlar kabul etsede kabul etmese de Emirdağ kuruluşundan bu yana yapılan en kapsamlı organizasyondur 27 Şubat.....
Siz istediğiniz kadar bağırın çağırın azınlıktasınız.
Geceden sonra Başkan Pala´ya yüzlerce teşekkür telefonu yağdı.
Çünkü bu büyük organizasyonun içinde idi.
Evet doğru kararlar verdi. Şimde de tebrikleri kabul ediyor. Kaymakam´da aynı. Mutsuz olan kimse yok gece´de Tek sıkıntımız ve yanlışımız Yoksul derviş gibi bir değeri bekletmemizdi.
Saygısızlıksa bu saygısızlığımız.
Gerçekten istemeden oldu.Keşke olmasa idi...
Yüzlerce kez elini öpsek acaba bizi affeder mi? Büyüklüğünü bir kez daha gösterir mi ben bunun derdi ile cebelleşiyorum.
Siz kalkmışsızınız şu şov yaptı, bu yapamadı derdindesiniz.
Haaa Bir de Emirdağ tapulu malın mı diyorsun.
Emirdağ benim vatanım dostum.
Ben burda yaşıyorum. Bu memleket kötü olursa ben de açım.
Annem babam yedi sülalem orda ama ben gitmedim.
İsteseydim bin kere giderdim.
Gide gide nereye kadar sevgili kardeşim.
Aha siz gittiniz, bzi gittik,onlar gitti,bunlar gitti.
Memlekette adam kalmadı.
Şimdi bırakın siz ahkam kesmeyi kendi bulunduğunuz yerde örgütlenmeye bakın.
Bak Avrupalı Bakanımız var diye övünüyoruz durmadan.
En azından onu kaçırmayın elinizden.
Anahtar satılmaz mış
Satılır kardeşim satılır.
Kırkpınar Ağalığı bile satılıyor, Anahtar niye satılmasın.
Geceyi her yıla yayarsın bunu da her defasında satarsın,
parasını da bir yerlere bağışlarsın yada organizasyon giderinde kullanırsın.
Ne var bunda....
Son olarak...
Kardeşim aklınıza şunu kazıyın orda şov yapan
Sadece Emirdağ vardı
Emirdağ insanı vardı......
27 Şubat Üstüne Çeşitlemeler
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Sizden Gelenler
Program Emirdağlı Mahalli sanatçılar(Edelerimiz)ın çalıp icra ettiği,Emirdağ denildiğinde akla gelen türkülerle açıldı.Fasıldan sonra;
Emirdağlı sunucu arkadaşımız aldı eline mikrofonu,Gecemizde o da var.Bu da var,diyerek Hisseli Harikalar Kumpanyasındaki Çadır tiyatrosunun çığırtkanları gibiydi.Hal ve tavırlarından geceye iyi motive olduğu belliydi.Daha gecenin başında Bazılarına da taş atmadan edemedi.Bu gecede herkes var.Bir tek Emirdağlı olmayanlar yok diyordu.Sanki Emirdağ lılık babasının tapulu malıymış gibi gecede Emirdağlılık dağıtıyordu.
Gecenin güzellikleride vardı elbette.
-Afyon Valisi Haluk İmga Huriye Saraç a Emirdağ a katkılarından dolayı ödülünü verdi.
-Emirdağ Devlet Hastanesinin yapılması için arsa bağışlayan merhum Yusuf Mola nın yerine oğlu Emir Mola ya Ödülünü Prf.Esat Erenoglu verdi.
-Brüksel Hükümeti Devlet Bakanı Emir Kır Emirdağ a Katkılarından dolayı EYAD Başkanı Metin Edeer e ödülünü verdi.
Bu Arada Afyon Milletvekili Emirdağ gecesinde Afyon İcraatın içinden programını anlatıyordu ki son anda hatırladı nerde olduğunu kısa kesti.
Bedirhan Gökçe alışılageldik şiirlerini söylerken vokal yapan bayan sanatçı sanki dikenli koltukta oturuyormuş gibi memnuniyetsiz tavırlarla kulak tırmalayan bir sesle ciyak ciyak bağırıyordu ki neyse proğramı allahtan çabuk bitti.
Bizler reklamları izlerken salonda neler oluyordu pek bilemiyoruz ama,Kanal3 canlı yayın ekibide çekim hataları ile dolu gecenin ayrı bir eleştirisini almalıydı.Ses sanatçılarının gözlerini alan ışık aynı zamanda çekim kalitesinide düşürüyordu.Gece Sanki Emirdağlılar gecesi değil mişte, özel solo konseri imiş gibi hep sanatçıların üzerindeydi kameralar,ara sıra lütfen masalar kısadan teget geçiyor.Gecede kim var kim yok?bilinemiyordu.Sanki Konser arasına sıkıştırılmış bazılarına ödül dağıtma gecesine dönmüştü muhteşem gece.
Neyse ki bunlarada katlanalım,biz daha kötülerinide gördük.hiç olmazsa Muazzez Ersoy hanımefendiyle keyiflenelim dedik.Bir saat kadar nostaljik şarkılarla değişik duygular yaşadıktan sonra hala muhteşem buluşma bekliyorduk ki yine reklamlara geçtik .Reklam aralarında kimlere ne ödüller ne için verildi onları gözlemleyemedik.
Muazzez Ersoy konserinin ikinci bölümünün sonunda.Bence de Muhteşem Büyük buluşma gerçekleşti.
Gerçekten de hem muhteşem,hemde büyüktü.
Özel yaptırılmıştı ve Altın Kaplama idi.
Emirdağ ın Altın Anahtarı idi.
Açık arttırma usulü Satışa sunulmuştu.
Ne kadar pahalı satarsak sizin paranızı ödeceyecegiz, diyordu sunucu arkadaş Muazzez Hanıma şark kurnazlığı ve olayın cinliği ile.Başkanımız kendisinin ve eşinin emekli maaşının tamamı olan 10 bin Tl ile açıyordu Mezat ı.Bu arada elinde mikrofon masalar arasında gözlüklü bir arkadaşta açık artırmaya katılacak kodamanlara vereceği fiyatın duyulması için mikrofon yetiştirmeye gayret ediyordu ki;imdadına yine sunucumuz yetişti işi uzatmadan 60 şa bağlayalım deyince kumpanyada sonlanmış,Şehrin sembolik Altınla kaplatılmış Anahtarı Emirdağlı iş adamımız Sayın Fehmi Denizli de kalmıştı.
Gecenin finalinde Muazzez hanımla dans ve şarkılara edilen eşlik beyefendiğine ve Emirdağlı lığına yakışmıştı Fehmi Beyin.Ama Şehrin Altın Anahtarının açık artırma ile satılması şehrimizi yönetenlerin değerlerimizinde aynı mantıkla satışa konulduğunu bizlere bir kere daha anlatıyordu.Şehrin Altın Anahtarı Satılmaz.Sadece Onur Ödülü olarak şehre üstün hizmeti geçen şahsiyetlere verilirdi bizim bildiğimiz.
Muazzez hanımın sahnesi bitince canlı yayında sona eriyordu.Ondan sonra neler oldu,Gecenin ruhuna uygun olarak gelen iş adamlarıyla neler konuşuldu?
Emirdağ a bakış açıları ne idi?
Yatırım sözü verildimi?
Göç duracak mı?
Yüksek okul gerçekten açılacakmı?İmzalar atıldımı?yoksa hala söz demi?
Tek yürek,tek ses platformunda emeği geçenler nerdeydi?neden geri plana atıldılar?
Birdaha ki muhteşem buluşma ne zaman?nerde yapılacaktı?
Bir daha ki Muhteşem Buluşma acaba 100 edermiydi?
Bunları da önümüzdeki günlerde geceyi izleyip,bağımsız,korkusuz,sansürsüz,menfaat ilişkileri dengesi yürütmeyen arkadaşlar yazarlarsa hep birlikte bizde öğreneceğiz.
Şükrü SAĞLAM
www.topakev03.com
28 Şubat 2010
Avukat Kürşat Bilge
- Ayrıntılar
- Üst Kategori: Biyoğrafiler
Bruksel Serbest Universitesi (ULB)‘ de başladığı Hukuk Fakültesini başarıyla 1999 yılı haziranında bitirdi. Avrupa Birliği Hukuku dalında masterini 2005 yılında tamamladı.
KISA adı ´TÖSED´ olan Belçika Türk Özel Sektör dostluk Grubunun 6 yıldır yönetim kurulu üyeliğini yapan Bilge 29 Ekim 2008 yılından bu yana da Başkan yardımcılığını sürdürkmektedir.
Avrupa Türk Avukat Birliğininde başkanlığını Yapan Kürşat Bilge 11 Yıldır Belçikada Avukatlık yapıyor. Ayrıca Smit & Partners avukatlik firmasının Genel Müdürlüğünü 2007 den bu yana devam ettiriyor.