Prof. Dr. Tuğrul SARI
1978 yılında Emirdağ’da doğdu. İlkokulu Emirdağ Mithat Paşa İlkokulu ve ortaokulu Emirdağ Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra 1996 da İstanbul Bakırköy Lisesi’ni bitirdi. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde “Diş Hekimliği” eğitimine başladı ve 2001 eğitimini tamamlayarak yılında mezun oldu.
2002 yılında Selçuk Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı bünyesinde doktora eğitimine başladı ve 2007 yılında “Bilim Doktoru” unvanı alarak doktora programından mezun oldu.
2007-2008 yılları arasında yedek subay olarak GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Diş Kliniği’nde askerlik hizmetini tamamladıktan sonra 3 yıl boyunca özel sektörde serbest olarak çalıştı. 2011 yılında “Protetik Diş Tedavisi Uzmanı” unvanı aldı ve aynı yıl Bezmialem Vakıf Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı’na “Yardımcı Doçent” unvanıyla öğretim üyesi olarak atandı. 2012-2014 yılları arasında Bezmialem Vakıf Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dekan Yardımcısı olarak görev
SEYDİ BOZ’UN MİLLİ MÜCADELE ANILARI
Seydi Boz, 1898-1972 yılları arasında yaşamış, Emirdağ’da adı ve sanıyla Bozahmetler sülalesinden olup girişimci, gözü pek bir insandır. Çiftçi ve müteahhit mesleklerini icra eden Seydi Boz, 1. Dünya Savaşı ile İstiklal Harbinde bulunmuştur. Emirdağ Belediyesinde Meclis üyeliği ve başkan vekilliği yapmıştır.
Urfalıoğulları olarak da anılan Bozahmetlerin sülale kütükleri 3 hane numarasıyla Kaçarlı (Kacerli) mahallesine kayıtlıdır. Bozahmetler sülalesi Emirdağ’da üç koldan yürümektedir. Bunlar; Bozahmet’in (1815-1875 ) İki oğlundan Sazlı Süleyman’dan (1853-1925) SAZLILAR, diğer oğlu Mehmet’ten (1850-1920) BOZ kolu yürümüştür. Bozahmetli sülalesi soyadı almalarına göre de iki ana gruba ayrılır:1-Sazlıla (URFALI), 2-Çitililer (BOZ)
Soyadı yasası 21 Haziran 1934 yılında çıkarılınca Sazlılar, atayurtlarının anısına URFALI, Çitililer ise BOZ soyadını alırlar.
Mehmet oğlu HÜSEYİN URFALI (1877-1945) soyundan gelenlere Bozahmetlerin üçüncü kolu olarak KARAOĞLANLAR denilmektedir.
Emirdağ’ın işgali sırasında Seydi Boz’un babası HASAN BOZ (1874-1948) Yunan askerleri tarafından vurulmuştur. Hasan Boz, bu saldırıdan yaralı olarak kurtulmuştur.
Seydi Boz’un anıları 1972-73 yıllarında ses kaydı olarak torunu Seydi Boz tarafından alınmış, torunu Hasan Boz da bu kaydı yazıya dökerek sosyal medyada yayınlamıştır. Bu anılar, bir dönemin sosyo-ekonomik ve kültürel değerleriyle Milli Mücadele’de Emirdağ yöresinin olaylarını yansıtmak bakımından öneme haizdir.
‘’Ben babam Çitili Hasan’ın tek evladıyım. Ebemiz gelin Eşe, Kalenderoğlu Abdil Ağa’nın kızı,biz bunların torunlarıyız. 1,5 yaşında yetim kalmışım, annem Telli Dudu vefat etmiş.Eşe ebem babamın anası beni büyütüyor. Annem, Kalenderoğlu Hacı Osman’ın kızı Telli Dudu. Cerci Yusuf, İzzet Ağa, Makina Abdil, Hacı Yakup annemin kardeşleri. Dayımların soy isimleri Kalender.
YA MUHAMMED
Ezelden adın konmuş ,
Dünya senin hatırına kurulmuş,
Kâinat seninle dolmuş,
Adın güzel Ya Muhammed !
Anan Amine aydan aydın yüzü,
Baban Abdullah günden duru kaşı gözü,
Cennet olan evlerin de,
Sen doğdun Ya Muhammed !
Kandiller asıldı, yandı kâinat,
Kokun sardı buram buram,
Melekler saf tuttu doğumuna,
Nurun doldu fersah fersah !
Ah Mekke ne güzelsin,
İçinde en güzeli beklersin,
Şehirlerin efendisisin,
Kutlu şehir kutlu olsun !
Amine annemin rüyasısın,
Abdulmuttalibin muştususun,
Abdullah babanın yetimisin,
Sen ne güzelsin Ya Muhammed !
SİNAN PAŞA’NIN EMİRDAĞ BASKINI
Asıl adı Ali Ratip olan Tekelioğlu Sinan Bey, 1891 yılında Edirne-Uzunköprüde doğdu. Harbiye Mektebinden teğmen rütbesiyle mezun olduktan sonra değişik cephelerde savaşlara katıldı.
İsitklal Savaşında Mustafa Kemal Paşa tarafından12 Kasım 1919 tarihinde Mersin dâhil, Seyhan nehrine kadar olan mıntıkayı kapsayan Batı Kilikya Bölgesi’nin kumandanı sıfatıyla millî bir ordu oluşturmak üzere görevlendirildi. Yedi maddeden ibaret olan emirde ‘’takma adının “Tekelioğlu Sinan Bey” olacağı belirtildi. Fransızlar tarafından işgal edilen Kilikya bölgesi,Ermeni işbirlikçilerden destek görüyorlardı. Bölgede Sinan Bey’in de gayretleriyle Fransız işgaline son verilmiştir. Sinan Bey, 12 Nisan 1921 tarihinde iki piyade ve bir süvari milis alayı ile Batı Cephesi'ne hareket etmiştir. Akşehir-Emirdağ yöresinde konuşlanan birlik, düşmana pek çok baskın yaparak Yunan General Papoulas’ın deyimiyle ‘’başlarına bela ‘’ olmuştur.
Mürettep Tümen, taktik ve stareteji amacıyla kurulan, gizli amaç için düzenlenmiş askeri birliktir. Mustafa Kemal Paşa’nın ‘’ezber bozan, hayâli tümen, Paşa’nın hayalet süvarileri’’ olarak anılan bu kahraman birlik, İstiklal Savaşı boyunca büyük zaferlere imza atmıştır. Yunan kuvvetlerine ani, beklenmedik, sürpriz baskınlar yapmıştır.Mürettep Tümen, askeri literatürde Atatürk’ün ‘’savaş dehası’’ olarak nitelendirilmiştir.
Tekelioğlu Sinan Bey’in ‘’Paşa’’lığı halk nazarındadır. Kahramanlığıyla halkın büyük sevgisine mazhar olan Sinan Bey, binbaşılığa kadar terfi etmiş, bir halk ‘’paşa’’sıdır.
Bir önceki yazımızda Emirdağ Baskını ile ilgili bilgiler vermiştik.
Bu yazımızda; Prof. Dr. Sadık Sarısaman tarafından hazırlanan ‘’Emirdağlıların Anılarında Milli Mücadele’’ araştırmasının Sinan Paşa Baskını bölümünü aktaracağız.*
Çok sayıda anı sahibi Sinan Tekelioğlu'nun Emirdağ baskınından bahsetmiştir. Nuri Keskin Sinan Paşa baskınına şahit olanlardandır. Onun anlatımına göre Yunan ordusunun Emirdağ'a girdiği gün, hiç kimsenin haberi yokken baskın gerçekleşmiştir. Emirdağ’daki Yunan kuvvetlerinin büyük kısmının Ankara istikametinde hareket etmesinden bir saat sonra Sinan Paşa 300 kişilik kuvvetiyle taarruz etmiştir.
Çarşıya çıktığında sonradan halkevi olarak işlev görecek olan binanın arkasına doğru geldiği sırada Sinan Paşa kuvvetleri Yunanlılara baskın yapmıştır. Sinan Paşa kuvvetlerinin bir kısmı Karacaören tarafından, Sinan Paşa'nın başında bulunduğu kol ise Adaçal tarafından su deposuna gelerek şehirde bulunan Yunan kuvvetlerine birden bire ateş etmeye başlamışlardır. Yarım saat kadar ateşe devam etmişlerdir. Bu arada Yunan kuvvetleri de onlara karşılık vermişlerdir.
Sinan Paşa kuvvetleri sokaklara dağılmış, rast gelen Yunan askerlerini vurarak öldürmüşlerdir. Bu arada Nuri Keskin hemen evine giderek silahını almış, kendisi de çatışmaya katılmıştır. İlaveten Türk kuvvetlerine Yunan askerlerinin bulunduğu yerleri tarif etmiştir. O, Sinan Paşa’nın askerlerinden birisinin vurulduğuna da şahit olmuştur. Askerin yanına gelen Sinan Paşa bu kişinin kilime sarılıp camiye götürülmesini emretmiştir. Bu arada Yunan askerlerinin bir kısmı Elhan ve Ağılcık köylerine doğru kaçmışlardır.
Arif Okutan'ın anlatımına göre ise Emirdağ’ının Adaçal ile Karacaören mevkilerinde, güneybatı, kuzey doğu yönlerinde Sinan Tekelioğlu kuvvetleri ile Yunanlılar arasında çarpışmalar olmuştur. Yunanlılardan beş yüz–altı yüz asker öldürülmüştür. Baskının amaçlarından birisi de Emirdağ'daki Yunan fırkalarının Sakarya civarında toplanan Yunan ordusuna katılmalarına engel olmaktır.
Hacı Bozkaya da piyade ve süvarilerden oluşan Sinan Tekelioğlu kuvvetlerinin Kemerkaya–Derbent boğazından geçerek Emirdağ’a baskın düzenlediklerini söylemiştir. Bir şahidin ifadesine göre ise Türkler baskın sırasında öldürdükleri Yunan askerlerini "küllüklere gömmüşler, kuyulara atmışlardır" Sina Paşa kuvvetleri söz konusu baskını takiben şose yolu takip ederek gece Kemerkaya’dan geri dönmüştür.
AYŞE ⭐️🌙
Yaban ellerinden koptun,
İstanbul da doğdun,
Baban şehit,
Annen üzgün,yetim kaldı Ayşe.
Sen yetimhane çiçeği,
Ağlayan bebeği,
Sanki biliyor kendini,
Ağlayan bebek Ayşe !
Yetimin ağıdı gökleri aştı,
Rahmanın katına ulaştı,
Yetimlerin efendisi,
O na kucağını açtı.
“O halde yetime haksızlık yapma,
Yüzünü ekşitme,
Yardım isteyeni de,
Boş çevirme.”(Duha 9-10)
“Ben ve yetimi kollayıp
Gözeten kimse cennette,
İşaret ve orta parmağını göstererek,
Yan yana olacağız .“
Dedi ,yetimler efendisi.
Aldı yetimhaneden cici annesi,
Evlat hasretiyle bağrına bastı.
Baktı gözetti ,yedirdi,okuttu,
Bu vatana hayırlı evlat yaptı.
Emirdağ Canlı Kamera Tekrar Yayında
İlçemizde şimdilik 3 farklı noktada konuşlandırılan canlı şehir kameraları tekrar hizmete girdi.
2004 yılında sadece ilçe meydanından yayına başlayan canlı kamera için Emirdağ Belediyesi 3 farkı noktada hizmete yeniden başlattı. Canlı yayına başlayan şehir kameraları ile ilgili açıklamada bulunan Belediye Başkanı Serkan Koyuncu, “İlçemizde Cumhuriyet Meydanı, Ali Kocaman Parkı ve İlçe Otogarı yayınına başladı. Konuşlandırılan kameralar ile vatandaşlarımıza evlerinde otururken dahi şehrimizi izleme imkânı sunduk. İlçemizde farklı noktalarda konuşlandıracağımız canlı şehir kameraları ile mevcut sayıyı artırmayı planlıyoruz. İlçemizden uzak kalan değerli Emirdağlı vatandaşlarımız canlı yayınlarımızı takip ederek bir nevi hasret giderme fırsatı da bulmuş olacaklar. Emirdağımızı tanımayan ya da merak eden vatandaşlarımız ise bu kameralar sayesinde kentimizi yakından tanıma fırsatı yakalayacaklar.” diyerek
İŞGALE KARŞI SİLAHLI BASKIN
İsmet Paşa ile Albay Asım Bey, harita başındaydılar.İsmet Paşa "Biz ikmal sistemimizi güçlendirirken, Yunan ordusu her gün ikmal merkezlerinden uzaklaşıyor." dedi, "İkmal yolları her gün biraz daha uzuyor. Böyle büyük bir deney yaşamadıkları için bunun tehlikelerini bilmiyorlar. Bu acemi orduya bu tehlikeyi hatırlatma zamanı geldi. Sakarya'nın güneyinden yürüyen düşman kolordusunun Emirdağ üzerinden ikmal edildiği anlaşılıyor. Hatırlatmaya buradan başlayalım. Afyon'un doğusundan Mürettep Tümen adını taşıyan karma bir tümenimiz var. Bu tümen Emirdağ'a baskın vererek bu ikmal merkezini körletsin. Sonra da..."
Mürettep Tümen, sabah Emirdağ'ın batısındaki tepelere yaklaşıp gizlenmişti. Durumu anlaması için köylü kıyafetiyle şehre yollanan küçük keşif birliği çabuk döndü. Birliğin komutam teğmen raporunu sözlü olarak verdi:
"Fırınlara el koymuş, kasabaya pek çok yiyecek yığmışlar. Prens'in kolordusu Emirdağ'dan besleniyormuş. Burada dinlenen bir büyük birlik, bu sabah doğuya hareket etmiş. Geride kalan kuvveti, iki piyade taburu, bir süvari bölüğü diye tahmin ettik. Ciddi bir güvenlik önlemi yok."
Yüzbaşı Yümnü güldü:
"Demek bunlar bir baskına uğrayacaklarına hiç olasılık vermiyorlar."
Komutan kararını açıkladı:
"Top kullanırsak şehre zarar veririz. Top yok. Bir saat sonra, iki yandan birden şehre gireceğiz. Şehir düşmandan temizlenecek, fırınlar yıkılacak, yiyecek stokları imha edilecek."
Gerekli emirler verildi. Bir saat sonra süvariler iki yandan şehre daldılar. Yüreğil tarafından 300 atlı ile Selahattin Tekelioğlu komutasındaki birlik ilçeye yıldırım hızıyla girdi. Sevinç çığlıkları yükseldi:
"Kemal'in askerleri!..."
Deli Battal sevinçten çıldırmıştı, çıplak ayak bir bölüğün önüne düşmüş, bağıra bağıra koşuyordu: