Ferda Boz Güneri
Ben, müslümanım!
Ben, Filistin’im
Ben, Libya’yım
Ben, Myanmarım
Ben, Suriye’yim
Ben, Doğu Türkistan’ım
Ben, Bosna Hersek’im
Ben, Karabağ,
Ben, Türkiye’yim.
Ben müslümanım!
Filistinde doğdum, şehrim işgal altında,
Güneşi az gördüm, güneşi bol olan ülkemde,
Zor şartlarda doğurdu annem beni,
Ninni yerine bomba seslerini duydum,
Beşiğin kundağında, annemin kucağında,
Kanlı kurşunlara hedef oldum,
Az yemeğimiz oldu, az suyumuz,
Aramızda paylaştık yıllarca!
Ben müslümanım!
Anneme sordum, neden çok çocuk doğurdun?
“İkisi yanımda, ikisi okulda, ikisi de şehit olacak dedin bana”

Nasıl bir aşk yaşadın?
Düştün yollara bîçare,
Soruyordun geçtiğin her yerde
Ağaca, taşa, toprağa, kuşa, yıldızlara.
Gören, bilen var mı? Onu arıyordun,
Nasıl bir aşk yaşadın ki öyle,
İzinden kalan, güzel kokusunu bulurum umuduyla,
Gittin uzaklara, kanayan yürek yaranla!
Leyla, Mecnun’un hasretinden vazgeçti,
Mecnun, ona sevdasından vazgeçmedi,
Onun misali benzer mi, yetişir mi acep sana?
Aradın, aradın onu, mecnun sevdasında.
Ahh!!!
Aşk yakar, gönle düşünce,
Ateş biraz usukur, üstü örtülünce,
Kayıp gitti ellerinden güneşin,
Sessizce kayboldun, gidenle gittin sende!
Dünya sıktı, ona gitmek istedin,
Seni sana anlatanı, seni senden iyi tanıyanı,
Senlik ve benlikten geçeni,
Hiçliğin içinde hiç olanla,
Aşk yolunda, Var olanı seçtin.
Selahaddin'i Zerkubî i, Beyşehir gölü yanında
Asıl adı Feridun olan.
Kâmile köyünden, babası Yağıbasan,
Saf, temiz niyetli balık satan,
Çiftçilikle geçimini sağlayan.
Konya'ya geldi, kuyumcunun yanına,
Çırak olarak çalıştı bir zaman,
Tirmiz’li Seyyit Burhaneddin’in,
Sohbet derslerine başladı o an.
Seyyid Burhaneddin, Kayseri'ye yerleşince,
Köyüne döndü evlendi, karıştı çoluk çocuğa,
Bir zaman sonra, Konya'ya dönen Zerkubi,
Mevlâna'nın sohbetlerine katıldı.
Sarraflar çarşısında dükkan kiraladı,
Altın varaklar yapar, satar onları,
Temiz, eli cömert, sağlar geçimini
Gani gönüllü, Ümmî birisiydi.
Okuma yazması yok, lakin aklı pek çoktu,
Aklında bırakmaz, kalbine yazar,
Mevlâna'nın yanında dizleri üzerine oturur,
Başını kalbine doğru eğer, ellerini önünde bağlardı.
Güllerin efendisine, selam olsun,
Vuslata ermek, muradım olsun,
Yeşil Hadrana bakarken,
Can kafesim kırılsın, sana doğru uçsun.
Ey yâr, aldın aklımı başımdan,
Bakarsan, anlarsın halimden,
Cefaya düştüm, sana hasretimden,
Göz yaşımda, damlayansın ey dost!
Ey Habib, can Habib !
Canlar sana, feda yâr Habib,
Yoluna baş koyarım, canım yok,
Ölüm de, hayat da, gözümde yok.
Tüm salat ve dualar sana,
Mahcemalin, düşüme gelse,
Yüzüm güler, neşeye durur,
Cefalarım, o zaman döner sefaya.
Dünyanın inançsızlıkla dolu olduğu bir zaman,
Mekke ‘de bir çocuk doğdu,
Peygamberlik işaretleriyle,
Gerçeğe karşı azimle durdu.
Allah’ın Habibi ünvanı verildi,
Her ümmetinin hayali,
Senin Cemâlini görmekti,
Şüphesiz sen Resulsün,
Seni görmek için, vazgeçmem dua etmekten.
Doğumunuz vaat edilmişti,
Senin sünnetlerin inci gibiydi,
Ahlakınız, güneş gibi parlıyor,
Düşünceniz, hayatımın rehberi.
Konya...
Güneş ikindi vakti,
Pırıl pırıl parlamakta.
Altun-Aba medresesinde ders veren Mevlânâ,
Evine maiyetiyle revan olmakta.
Hiçlik duygusuyla bükülmüş boynu,
Ağır aheste giderken yoluna,
Birden geldiğinde yolun ortasına,
İki çıplak kol uzanır katırın dizginlerine.
Birden irkilen hayvanı da durunca,
Kendine geldi Mevlânâ.
Başını kaldırdı baktı,
Tanımadığı bir insanı gördü.
Esmer, yanık benizli,
Tanımıyordu, kesmişti yolunu.
Ateşli, manalı, keskin bakışıyla,
Mevlana'yı süzüyordu.
Kimdi bu adam, birden önüne çıkan,
Saçı sakalı karma karışık olan,
İhtiyarca, bakışları kıvılcım saçan,
Öyle büyüleyici, öyle yakıcı bakış atan?
Aklıma Estikçe Beldeler Belediyeler Biyoğrafiler Cuma Hutbesi Emirdağ Gündemi Emirdağda Spor Gönderdikleriniz Haberler Haftanın Hutbesi Serkan Koyuncu Köyler Mehmet Bilgin Osman Bilici Serbest Kürsü Sizden Gelenler Teknoloji Videolar Ahmet Urfalı Akın Ağca beldelerin emirdag emirdag.com.tr emirdağ görüntülü haber ve klipler görüntülü haberler klipleri ömer özkan İçimizden Biri