Ulaşım
Ulaşım
Emirdağa Ulaşım
Konaklama
Konaklama
Nerede Kalınır
Nerede Yenir
Nerede Yenir
Yemeklerimiz
Yemeklerimiz
Tarihimiz
Tarihimiz
Emirdağ Spor
Emirdağ Spor

zalimbilal(Bu yazıyı Bilâl’in Belçika’ya konuk olarak gittiği günlerde yazmıştım…)
Bir Hüznün Hikâyesi veya Zalım Bilâl
Ahmet Urfalı
Aslını sorarsanız yazının başlığında ‘’hüzün’’ kelimesini çok tereddütlü kullandım, sevinç mi demeliydim yoksa ? Ama serde şairlik olunca ‘’hüzün ‘’ kelimesi daha da çok yakışıyor yazıya.’’Belçika’ya padılcan kurusu , domates salçası gitti, ben gidemedim.’’ Sözüyle ünlenen ve Emirdağlıların bu konuda fenomeni olan Bilâl Okutan, nihayet Belçika’da bulunan dostlarının üstün gayret ve çalışmaları sonucunda kırk yıllık özlemine kavuştu. O, şimdi Leyla’sına kavuşan Mecnûn’nun mutluluğunu yaşamaktadır.
Bilâl kardeşimize şu ‘’zalım’’ ünvanının verilişin de hep hayretle karşılamışımdır. Zira onın ‘’zalım’’lığını ne duyan ne de gören olmuştur. O.tipik bir Emirdağlı olarak, sevecen iyi kalpli ve üstelikte halkın çok sevdiği bir insandır. Zaten fenomen kavramı da popüler kültürde halkın çok sevdiği ünlü kişi anlamındadır.
70’li yıllarda Emirdağ gençlerinin tek ideali Belçika’ya gidip ‘’kurtulmak’’tı. O yıllarda soyadı tutan hemen herkes bir yakını vasıtasıyla Belçika’ya yolunu arıyordu. Özellikle daha önce Belçika’ya gidip tatile gelen çocukluk arkadaşlarının; fiyakalı elbiselerin ceplerinden topar topar para çıkarmaları, bol para harcamaları, lüks otomobillere binmeleri, ‘’düğmeye basıp para kazanma’’ hikâyeleri anlatmaları memlekettekilerin Belçika’ya bir an önce ulaşma emellerini kamçılıyordu.
Bu durum psikolojik anlamda bir özentiydi, beğenilen bir durumda olma, beğendiği bir şeye benzeme çabasıydı. İyi yaşamak, hayâllere kavuşmak arzusuydu bu. Emirdağ’da gençler arasında kendini ‘’Belçika Rüyası’’na kaptırmayanlar da vardı ki, onlara ‘’akılsız’’gözüyle bakılırdı.


Acısıyla tatlısıyla Belçika’ya göçün 50.yılını idrak ettiğimiz şu günlerde Zalım Bilâl’in gezisi daha bir anlam taşımaktadır. Çünkü Zalım Bilâl’in bir türlü gerçekleşmeyen ham hayâlleriyle yüzleşme zamanı gelmiştir. Umarım ki; Zalım Bilâl’in ham hayâli, bir hayâl kırıklığı olmaz.
Ama ne güzel, Belçika’ya ulaşan Bilâl , saat karışıklığı nedeniyle davul-zurna ile karşılanamamış, lakin Metin Edeer dostumuzun mekanında yıllarca hasret kaldığı (!) Emirdağ yumurtalı pidesini üstelikte üç yumurtalı olarak yeme muradına ermiştir. Hemen ardından da Kacerli uşağının kurduğu Emirdağ sofrasındaki onur konuğu makamına oturmuştur. Şimdi bence dönüşte Bilâl’in Belçika izlenimleri çok önemlidir. Bilâl, Belçika’da ne aradı ne buldu? Bu gezi onun beklentilerine ne kadar cevap verebildi? Bir halk fenomeni Bilâl kardeşimizin duyuşları, görüşleri Emirdağ açısından özel bir anlam taşımaktadır.
Sevgili Bilâl kardeşim, sen Çarşı Camiinden aşağıyı gurbet sayan bir neslin son temsilcilerinden birisi olarak, gurbet ellerde yapamazsın. On sekiz yaşındayken başında esen delikanlılık hevesleri rüzgâr misali çoktan geçti gitti. Gel, sen Kacerlisiz yapamazsın ‘’gadın edem.’

Ahmet Urfalı