Ferda Boz Güneri
- Ayrıntılar
Gül meyleder sükûnetle açmaya
Rahmet iner sabah ile dünyaya
Bülbül başlar aşk nağmesi ötmeye
Kokunla âlem huzura gark olur.
Sen geçince rüzgâr bile susar
Her çiçekte adın ayrı kokar
Kalplerde yeşerir özlemin bahar
Kokunla âlem huzura gark olur.
Diken bile edep ile dururken
Yaprağın aşktan sararıp solarken
Gül utanır, kızarıp bükülürken
Kokunla âlem huzura gark olur.
Ey gül yüzlüm, mahzun gönlümün nuru
Sensin kalplerin sekine, huzuru
Adınla silinir her gam kederi
Kokunla âlem huzura gark olur.
- Ayrıntılar
Sordum Ela’ya:
“Ne istersin yavrum?
Ayakkabı mı, elbise mi, oyuncak mı?”
Gözlerini yere eğdi önce.
Ses etmedi,istemedi hiçbirisini.
Sonra birden başını kaldırdı,
Ve sadece bir kelime döküldü dudaklarından:
” Babamı…”
Sustu zaman.
O an yıkıldı her şey yeniden.
Bir çocuğun kolunu, babasını değil,
Tüm dünyayı almıştı altına Gazze’nin enkazı.
Ela’nın bir kolu yok artık,
Kaldı enkaz altında,
Oyuncak bebekleriyle birlikte.
Ama sapa sağlam duran bir şey var hala:
“Babası için çarpan yüreği.”
O yıkıntının altından
Ne bir bebek çıktı,
Ne bir oyuncak.
Yalnızca “baba” diye çırpınan
Tek kollu bir çocuğun duası…
Ela büyüyecek.
Ama ne zaman bir kalabalıkta,
Bir baba seslense evladına,
Ela oraya dönecek…
Koşmayacak.
Duracak.
O sese ağlayacak
Ve bir kez daha içinden
Sessizce diyecek:
” Ben babamı isterim…”
- Ayrıntılar
Annem dedim mi, neşem gelir!
Annem dedim mi, kalbim dolar!
Annem dedim mi, yüzüm güler!
Annem dedim mi, karnım doyar!
Annem annem, bir tek annem!
Üzerime hep titreyensin annem!
Yollara bakıp bekleyensin annem!
Senin sevgin gibi sevgi yok annem!
Halim hatırımı merak edersin
Evinde geçimin nasıldır dersin
Haber almazsan deliye dönersin
Gece gündüzde dualar edersin.
- Ayrıntılar
Yemekler yendi mi, çaylar içildi mi?
Artık akşamın telaşı aranızdan gitti mi?
Çalan telefon sustu mu sonunda?
El ayak çekildi mi?
Geceye duyulan yorgun buyuruşlar geldi mi?
Başlasın öyleyse, gecelik saltanatın…
Köşede duran sıcak battaniyen,
Seni usulca koltuğunda sardı mı bu gece?
Geçirdiğin gün, sana, ne kattı?
Kimin sesi çınladı kulaklarında?
Evladın mı, yaşlı annen mi, yoksa içindeki çocuk mu?
Ne ekledin sermayene?
Tükenmeyen âleme hazırlık için?
Secdelerde alnın, uzun kaldı mı?
İlhamla dudaklarından, dualar döküldü mü?
Bugün kime gülümsedin, selamlar verdin, içinden gelerek?
Kime darıldın, ama belli etmeyerek?
Ne yaptın Allah için?
Komşunun kapısını çaldın mı?
Bir dilenciye dua mı ettin, içinden geçirerek?
- Ayrıntılar
Bayram sabahında, nurla uyandık
Kalplerde sevinç, huzurla boyandık
Gönüller bir oldu, kinler yıkandı
Kucaklaştık, bayram geldi Allah’ım.
Çocuklar ellerde, şekerle koşar
Neşesi, sevinci her yanı sarar
Gözlerde umut var, dillerde bahar
Biz bayramı karşıladık Allah’ım.
Büyükler dualı eller açarken
Küçükler gülerek uyanır erken
Heyecanlar her evide sararken
Bereketli bayram verir Allah’ım.
Kinleri, kırgınlıkları bıraktık
Sevgiyle, hoşgörü, dostluğu kurduk
Her hane ye huzur ve neşe kattık
Bayramın ruhunu duyduk Allah’ım.
Kimsenin hüznü kalmasın içinde
Sevgi çoğalır her bir selamında
Birliktir bayramın özü temelde
Kalmasın kimseler, kırgın Allah’ım.
- Ayrıntılar
Yeri doldurulamayacak değerde insan. İyi bir insan, iyi bir mücahit, iyi bir müslüman. Milli Görüşün duayenlerinden Başbakanımız sayın Necmettin Erbakan, Ali Güneri, Recai Kutan ve dava arkadaşları el ele vererek liderlik vasfını ve davalarını üzerlerinde layıkıyla yaşattılar. Onda ki insan sevgisi ve kişiye değer verişi taktire şayandı. Güler yüzü sanimiyeti ve içtenliği hissedilirdi. Bizlere hep baba şefkatiyle yaklaştı. Eşi Mebrure hanımla örnek aile yaşantısı sergilediler her zaman. Evini ihmal etmeyen ve her akşam yemeğine saatinde gelen bir baba ve eşti. Çocukları, gelini, torunları her zaman onun yolunda saygılı efendi kişilikleriyle örnek oldular. Biz bıraktığı manevi evlatlarıda O’nların yolunda olmaktan hep onur duyduk. Bulunduğu ortamlarda engin hoş görüsü ve bilgisiyle insanları dinginlik ve huzur ortamı kaplardı. Aktif siyasette de gençlere şiddetti men edip huzur içinde bir ortam sağladılar.
Bana yazdığı bir yazısını sizlere aktarmak isterim;
“Şiire her zaman özel bir ilgim oldu.
şiir yazmak benim için iddialı bir cümle olabilir ama şiir okumayı hep sevdim.
Sanırım şiire olan sevgimde, en büyük şansım Arif Nihat Asya oldu..
1940’lı yılların başında Malatya lisesinde küçük bir öğrenciyken okulumuza yeni bir öğretmen atandığı haberi geldi.
Bu yeni edebiyat öğretmeninin adı Arif Nihat Asya idi.
ülkemizin en büyük şairlerinden bayrak ve meçhul asker şiirlerinin müellifi Arif Nihat Asya…
Şiire ve edebiyata ilgim bu büyük şair ile başladı diyebilirim.
Devamını oku: Muhterem Genel Başkanımız Recai Kutan Beyefendi
- Ayrıntılar
Kırma gönlü üzüntü de zaten
Kırılan bensem kıran sensin
Kırmakla eline ne geçer
Kendine dön bak kervan döner bilsen
Üzülme kalbim dayan
Üzüntülü kalple sığın
Yüceler yücesine güven
Kendine dön bak kervan döner bilsen
Acıya sabret metanetli ol
İnsanlara sabret hoşgörülü ol
Dile sabret dualı ol
Kendine dön bak kervan döner bilsen
Başı belaya tutanlar
Aşk kayıtına girirler
Aşkın derdine girenler
Baş derdinde hiç değiller.