Grup Hem - Yalan Dünyada
- Üst Kategori: Videolar
GRUP HEM 06/06/07 TARİHLİ METEM SERGİ KONSERİNDEN AH YALAN DÜNYADA
Aşık Yoksul Derviş (Şemsettin Kubat)
- Üst Kategori: Biyoğrafiler

İslam'ın Çevre Tanzimine Verdiği Önem
- Üst Kategori: Cuma Hutbesi
وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ {} أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ
Değerli Mü'minlerYüce Allah, Kâinattaki her şeyi belli bir ölçüye göre yaratmıştır. Göklere ve yeryüzüne baktığımız zaman yaratılıştaki mükemmel denge ve ölçüyü, varlıklar arasında bir ahengin olduğunu görürüz. Yüce Rabbimiz Rahman suresinde: "Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın bu dengeyi bozmayın"(1) buyurarak Kâinattaki tabii ve ekolojik dengenin varlığına dikkatimizi çekerek bu dengeyi korumamızı emreder. Bu ilahi ikaza dikkat edilmezse söz konusu denge bozularak çevre şartları yaşamaya elverişli olmaktan çıkar. Nitekim günümüzde insanların yaptığı birtakım yanlışlardan dolayı çevrede bozulmalar baş göstermiştir. Sanayi atıklarının bilinçsizce nehir ve denizlere atılması, ormanların ölçüsüzce kesilmesi veya yangınlarla yok edilmesi ekolojik dengeyi bozmuş, aynı zamanda çevre kirliliğine sebep olmuştur.
Muhterem MüslümanlarSevgili Peygamberimiz çevre koruması ile ilgili de bizlere en güzel örnek olmuştur. Hz. Peygamber Kabenin çevresini ve Medine civarını "Harem" bölge kabul ederek, harem sınırları içinde her çeşit bitkiyi koparmayı ve hayvanları öldürmeyi yasaklamıştır.
Günümüzdeki mili park uygulamalarını hatırlatan bu faaliyetler Efendimizin çevre korumasına verdiği önemi göstermektedir.
Muhterem Müslümanlar“Bizim sizi boşuna yarattığımızı, Bizim huzurumuza dönüp hesap vermeyeceğinizi mi sandınız?”(2) ayeti açıkça gösteriyor ki, ilahi sorumluluktan kurtulmak ve Allah’ın huzurunda hesap vermekten kaçmak hiç kimse için mümkün değildir. Öyleyse Yüce Allah’ın havasıyla, suyuyla, yemyeşil ormanlarıyla, masmavi denizleriyle bizlere emanet ettiği bu cennet vatanı yaşanmaz hale getirmeyelim. Tertemiz bir ortamda sağlıklı ve mutlu bir hayat geçirelim. Unutmayalım ki, bu nimetlerden bizim kadar bizden sonraki nesillerin de yararlanmaya hakkı vardır. O halde bu nimetleri korumak ve temiz bir şekilde bizden sonraki nesillere aktarmak da milli ve dini bir görevimizdir. Hutbeme bir ayet meali ile son veriyorum: “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu. Doğru yola dönme fırsatı vermek için, Allah, yaptıklarının bazı kötü neticelerini onlara tattırır.”(3)
Dünyayı kurtarmak için sadece 5 yıl kaldı
- Üst Kategori: Haberler
İklim değişikliği felaketinin eşiğindeki dünyayı kurtarmak için sadece 5 yıl kaldığı belirtildi.
Dünya Doğal Hayatı Koruma Fonu (WWF), dünyanın iklim değişikliği felaketine uğraması için 5 yılın bulunduğunu belirterek, hükümetlere, karbon emisyonlarını azaltarak gidişatı tersine çevirmek için harekete geçmeleri için 2012’ye kadar zamanları olduğu uyarısında bulundu.
Haberin devamı
Sky News’un internet sitesindeki habere göre, kuruluşun yetkililerinden James Leape, “olumlu değişikliğin tohumlarını ekebilmemiz için küçük bir zaman dilimimiz var ve bu süre önümüzdeki 5 yıl” diyerek bu süreyi heba etmemek gerektiğini belirtti.
WWF’nin “2050 İçin Vizyonlar” raporunda, hükümetler bunu yapmazlarsa “gelecek kuşakların, harekete geçme yeteneksizliğinin yol açtığı güçlüklerle yaşamak zorunda kalacakları” belirtildi.
WWF’nin İngiltere iklim değişiklikleri programı sorumlusu Keith Allott da iklim değişikliğinin çapının göz korkutucu olmasına karşın, acilen harekete geçilmesi halinde bu gidişatın durdurulabileceğini söyledi.google de bu konuda yatırımlara destek vereceğini bildirdi.
TÜRKCELL SÜPER LİG SONA ERDİ
- Üst Kategori: Yavuz Öztuncer
Türkcell Süper Lig sona erdi ve mutlu sona Fenerbahçe ulaştı. Daha öncede söylediğim gibi sportif yarışmalarda bir kazanan olur. Kazanan sarı-lacivertli ekip oldu. Bunun yanı sıra süper ligden düşerek üzülen takımlarda var Sakaryaspor, Antalyaspor ve üzücüdür ki Türkiye Kupası Finali oynayan, UEFA kupası bileti alan Kayseri Erciyesspor ligde tutunamadılar. Son zamanlarda takip ettiğim en heyecanlı bir o kadarda üzücü olaylara sahne olan bir lig maratonu oldu. Üç büyüklerin arasındaki Şampiyonluk yarışı, Ligin son sıralarında yer alan takımların son haftaya kadar düşüp düşmeme heyecanı, Anadolu takımlarının büyük takımlara karşı aldığı galibiyetler ligin zevkini ortaya koydu. Ancak aşırı fanatizm sebebinden doğan tatsız olaylar, ölenler, yaralananlar hiçte hoş olmayan ve futbolu kirleten davranışlar bazen oynana futbolun önüne geçti. Takım taraftarı olmak, tutuğun takımı desteklemek güzel bir hobi olma sadece. Bizler sadece taraftar olmalıyız, bence trilyonları vergisizce cebe indiren futbolcular düşünsün takımlarının durumunu. Tribünde yaşanan olaylar futbolcuların ne kadar umurunda acaba? Seneye yine bir Şampiyon çıkacak Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor veya tekrar Fenerbahçe ama gönlümden geçen ise bu dört büyük takımın dışında bir Anadolu takımı alsın kupayı. Ama Şampiyon kim olursa olsun kavgalar küfürler olmasın, iki takım taraftarı tribünde yan yana maç seyredebilsin. Çünkü Futbol sadece bir oyundur.
Futbol Ligi Tarihi İle İlgili Birkaç Bilgi
*2007 gol kralı 19 golle Alex (FB)
* En Çok Şampiyon olan takım: Fenerbahçe (17 kez)
* En Farklı Skorlu Galibiyet: Beşiktaş-Adanaspor 10-0 (1989-90)
* En Çok Galibiyet Alan Takım: Galatasaray (883 kez)
* En Uzun Süre Yenilmeyen Takım: Beşiktaş (48 Maç 1990-91)
* En Çok Seyircili Maç: Galatasaray- Fenerbahçe (Atatürk Stadı 70 Bin 125 kişi) (Kaynak Türkcell Süper Lig Resmi Web Sitesi)
Yazımın sonunda sizlerin yorumuna açık olan bir soru sormak istiyorum. Sizce Ligde Yabancı Oyuncu Sınırı Kaldırılmalı mı?
Bu arada 2 Haziran'da Bosna Hersek ile 2008 Avrupa Şampiyonası Eleme Grubu maçı oynayacak olan A Milli Takımımıza Başarılar diliyoruz.
Saygılarımla
Av. Ahmet ŞAHBAZ'dan Gesi Bağları
- Üst Kategori: Videolar
CUMA HUTBESI
- Üst Kategori: Cuma Hutbesi
Ey insanlar! Sanki ölüm bizden başka insanlar üzerine yazılmıştır. Sanki oradaki hak bize değil de başka insanlar üzerine yazılmıştır. Sanki oradaki hak bize değil de başkasına vacip kılınmıştır. Sanki ölüler yakında dönecek yolcularmış, biz de onlardan sonra dünyada ebediyyen kalacakmışız gibi onların miraslarını yiyoruz. Her nasihatı unutmuş ve başımıza belaların gelmesinden korkmuyoruz. Kendi kusurlarıyla uğraşmaktan başkalarının kusurlarını görmeyen kimseye ne mutlu! Helal kazanan, davranışları gizlide iyi olan, açıkta da faydalı ve yolu doğru olan kimseye ne mutlu! Kendini küçük düşürmeden, tevazû gösteren, malından günah işlemeksizin Allah yolunda harcayan, din ve hikmet sahipleriyle oturup kalkan, fakir ve yoksullara merhamet eden kimseye ne mutlu! Malının fazlasını harcayan, fakat sözünün fazlasını tutan, sünnete sarılıp bidate dönmeyen kimseye ne mutlu!
Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm kıyamet gününde üstüste karanlık olur. Sakın kötülük etmeyin ve kötü olmayın. Sakın hırslı olmayın. çünkü sizden öncekiler hırs yüzünden helak olmuşlardır. Hırs, onları akrabalık bağlarını gözetmekten alıkoydu, onlar da gözetmediler. Onlara cimriliği emretti, onlar da cimrilik yaptılar. Onlara günaha dalmayı emretti, onlar da günaha daldılar. O sırada bir adam “Ey Allah’ın Rasûlü! İslâm’ın hangi ibadeti daha üstündür?” dedi. Hz. Peygamber “Halkın senin elinden ve dilinden selamette kalmasıdır” deyince, aynı kişi veya başka bir kişi “Ey Allah’ın Rasûlü! Hicretin hangisi daha üstündür?” dedi. Hz. Peygamber “Rabbinin sevmediği şeyleri terketmen daha üstündür. Hicret de şehirlinin ve bedevinin hicreti olmak üzere iki çeşittir. Bedevinin hicreti, çağrıldığında gelmesi ve emredildiğinde itaat etmesidir. Şehirlinin hicreti ise, hem daha zor hem de sevabı daha büyüktür” buyurdu.
Ey insanlar? Şirkten kaçınınız. çünkü o karıncanın taş üzerinde bıraktığı izden daha gizlidir. “Ey Allah’ın rasûlü, bu kadar gizli ise, biz ondan nasıl sakınacağız?” diye soruldu. Hz. Peygamber “Ey Allah’ım! Bildiğimiz halde şirk koşmaktan sana sığınıyoruz. Bilmediklerimizden ötürü de senin affını talep ediyoruz” deyin” buyurdu.
“Hayatta, ancak dinleyen, tatbik eden, konuşan bir âlim için hayr vardır. Ey nas! Siz sulh ve sükûn zamanındasınız. Zaman çabuk geçmektedir. Görüyorsunuz ki, gece ve gündüz, her yeniyi çürütür, her uzağı yaklaştırır, her vaadedileni gerçekleştirir. Öyleyse büyük meydanda cihad için hazırlanın” dedi. Mikdad “Ey Allah’ın rasûlü! Hüdne nedir?” dedi. Hz. Peygamber “Hüdne, bela ve imtihandır. Karanlık gecenin parçaları gibi, karanlık meselelerle karşılaştığınız zaman Kur’ân’a yapışın. Çünkü Kur’ân şefâati kabul olunan bir şefâatçi, sözüne inanılan bir davacıdır. Kim Kur’ân’ı kendine önder edinirse, onu cennete götürür. Kim onu arkasına atarsa, onu da cehenneme götürür. Bütün iyilik yollarının kılavuzu odur. O asıldır, açıklayıcıdır. Ciddiyetsiz bir şaka değildir. Onun sırtı ve karnı vardır. Sırtı yakîn, karnı da ilimdir. Denizi derindir, acaiplikleri tükenmez ve onu anlayanlar ona doyamazlar. Dosdoğru yol odur. Cinler onu dinlediklerinde “Biz harikulade güzel bir Kur’ân dinledik. Doğru yola iletiyor, ona inandık” (Cin/1-2) demekten kendilerini alamadılar. Onunla söyleyen doğru söylemiş, onunla amel eden sevap kazanmış, onunla hükmeden adaletle hükmetmiş, ona uyan doğru yolda yürümüştür. Onda hidayet kandilleri, hikmet nişaneleri ve en büyük hüccet vardır” buyurdu.